Suyolcu (Deştimen) suyun kaynağından bulunup düzenli biçimde akıtılmasına kadar olan bütün
faaliyetleri icra eden bir meslek dalıdır.
Tosya’da suyolculara kır bekçisi anlamına gelen deştimen ismi de
verilmektedir. Tosya’da deştimen beratını yayınlamadan önce suyolcu hakkında
kısa bir bilgilendirmede bulunalım istedik.
Suyollarının
yapımı, bakım ve onarımı, korunması, suların ölçülmesi ve dağıtılmasıyla ilgili
bütün işler bu meslek dalının çalışma alanını meydana getirir. Osmanlı toplum
hayatında diğer bayındırlık hizmetleriyle beraber şehirlere su getirme işine de
büyük önem verilmiş ve bu amaçla büyük harcamalara girişmekten kaçınılmamıştır.
Devlet tarafından yaptırılan suyollarından başka bazı hayır sahiplerinin
kurdukları vakıflar yoluyla getirdikleri sular da şehir sularına katkı
sağlamıştır.
Suyolculuk
Osmanlı Devleti’nin her yerinde faaliyet gösteren kaldırımcılık, köprücülük,
taşçılık, dülgerlik, nakkaşlık gibi bir meslek dalıdır. Suyolcuların dışında
suyollarının korunması için suyolu korucuları, bentlerin ve kaynak sularının
korunması için bend muhafızları tayin edilirdi. Bunlar işin teknik yönünden sorumlu
olmayıp sadece suyollarına tabiat ve insanlar tarafından gelebilecek zararları
önlemek ve meydana gelen hasarları ilgililere haber vermekle görevliydi.
Suyolculuk
ile görevlendirilenler hizmetlerinin karşılığında haraç, ispence, avârız ve
tekâlîf-i örfiyye gibi vergilerden muaf tutulurdu. Suyollarını denetlemek,
suyollarının bakım ve onarımını sağlamak, suyollarını korumak ve suların
miktarını ölçmek ve suyu adaletle dağıtmak, yapılan harcamaları hesaplamak
görevleri arasındaydı. Suyolcu tayin edilenlerin ellerine padişah beratı
verilir, beratlarda isimleri, görevleri, kazançları, vergi muafiyetleri
belirtilirdi. Bir suyolcu kadrosu ölüm veya feragat sebebiyle boşaldığı zaman
yeri hemen doldurulurdu. Ölen suyolcunun oğlu varsa bu görev öncelikle ona
verilir, yoksa gönüllü olan biri tayin edilirdi. Yeni suyolcuya getirildiği
kadronun vergi muafiyetlerini gösteren berât-ı hümâyun verilirdi. Ellerinde
padişah beratı olan suyolcular, vergi memurlarının baskıları karşısında
şikâyette bulunabilmek için bu belgeleri gösterirlerdi.
Suyolculara
vergi muafiyetlerinden başka yaptıkları işin derecesine göre belirli bir ücret
verilebilirdi. Vakıf kadrolarında bulunan suyolculara maaşları vakıf yönetimi
tarafından çalıştıkları gün sayısına göre ödenirdi. Bayramlarda ve dinî
günlerde halkın diğer esnaf gruplarına olduğu gibi suyolculara da yardımda
bulunulması ve hediye verilmesi âdettendi. Saraya bağlı bir suyolcu aylığı yanında
günde bir çift fodula (ekmek), pirinç, zeytinyağı, soğan, tuz, fasulye, et,
yağdan ibaret erzak ve mum alırdı. Vakıf suyollarında çalışan suyolcular vakıf
kadrolarında bulunmasalar bile imâretten yemek yiyebilirlerdi.
Suyolcu
suyun kaynağından bulunup düzenli biçimde akıtılmasına kadar olan bütün
faaliyetleri icra eden bir meslek dalıdır.
Tosya’da suyolculara kır bekçisi anlamına gelen deştimen ismi de
verilmektedir. Tosya’da deştimen beratını yayınlamadan önce suyolcu hakkında
kısa bir bilgilendirmede bulunalım istedik.
Suyollarının
yapımı, bakım ve onarımı, korunması, suların ölçülmesi ve dağıtılmasıyla ilgili
bütün işler bu meslek dalının çalışma alanını meydana getirir. Osmanlı toplum
hayatında diğer bayındırlık hizmetleriyle beraber şehirlere su getirme işine de
büyük önem verilmiş ve bu amaçla büyük harcamalara girişmekten kaçınılmamıştır.
Devlet tarafından yaptırılan suyollarından başka bazı hayır sahiplerinin
kurdukları vakıflar yoluyla getirdikleri sular da şehir sularına katkı
sağlamıştır.
Suyolculuk
Osmanlı Devleti’nin her yerinde faaliyet gösteren kaldırımcılık, köprücülük,
taşçılık, dülgerlik, nakkaşlık gibi bir meslek dalıdır. Suyolcuların dışında
suyollarının korunması için suyolu korucuları, bentlerin ve kaynak sularının
korunması için bend muhafızları tayin edilirdi. Bunlar işin teknik yönünden
sorumlu olmayıp sadece suyollarına tabiat ve insanlar tarafından gelebilecek
zararları önlemek ve meydana gelen hasarları ilgililere haber vermekle
görevliydi.
Suyolculuk
ile görevlendirilenler hizmetlerinin karşılığında haraç, ispence, avârız ve
tekâlîf-i örfiyye gibi vergilerden muaf tutulurdu. Suyollarını denetlemek,
suyollarının bakım ve onarımını sağlamak, suyollarını korumak ve suların
miktarını ölçmek ve suyu adaletle dağıtmak, yapılan harcamaları hesaplamak
görevleri arasındaydı. Suyolcu tayin edilenlerin ellerine padişah beratı
verilir, beratlarda isimleri, görevleri, kazançları, vergi muafiyetleri
belirtilirdi. Bir suyolcu kadrosu ölüm veya feragat sebebiyle boşaldığı zaman
yeri hemen doldurulurdu. Ölen suyolcunun oğlu varsa bu görev öncelikle ona
verilir, yoksa gönüllü olan biri tayin edilirdi. Yeni suyolcuya getirildiği
kadronun vergi muafiyetlerini gösteren berât-ı hümâyun verilirdi. Ellerinde
padişah beratı olan suyolcular, vergi memurlarının baskıları karşısında
şikâyette bulunabilmek için bu belgeleri gösterirlerdi.
Suyolculara
vergi muafiyetlerinden başka yaptıkları işin derecesine göre belirli bir ücret
verilebilirdi. Vakıf kadrolarında bulunan suyolculara maaşları vakıf yönetimi
tarafından çalıştıkları gün sayısına göre ödenirdi. Bayramlarda ve dinî
günlerde halkın diğer esnaf gruplarına olduğu gibi suyolculara da yardımda
bulunulması ve hediye verilmesi âdettendi. Saraya bağlı bir suyolcu aylığı
yanında günde bir çift fodula (ekmek), pirinç, zeytinyağı, soğan, tuz, fasulye,
et, yağdan ibaret erzak ve mum alırdı. Vakıf suyollarında çalışan suyolcular
vakıf kadrolarında bulunmasalar bile imâretten yemek yiyebilirlerdi.
KONU
:
Tosya’da
bulunan Seydioğlu Vakfına ait suyun deştimen ve suyolcusu olarak Hacı Hasan’ın
tayin edilmesine dair berat. 28 Ekim 1753
METİN:
Nişân-ı
şerîf-i âlîşân-ı sâmî-mekân-ı Sultânî tuğrâ-yı garrâ-yı cihân-sitân-ı hakānî
nüffize bi’l-avni’r-rabbânî hükmü oldur ki;
Medîne-i
Tosya’da vâki merhûm Seydîoğlu Vakfı olan suyun deştibân ve suyolcusu olan işbu
râfi‘u tevkî‘-i refî‘-i hâkânî el-Hâc Hasan nâm kimesne bi’l-fi‘l mutasarrıf
olup bî-berât olmağla Dersaâdetimden Seydî (….defter kesik…) müceddeden berât-ı
âlî-şânım virilmek bâbında kâdîsı nâibi Mevlana İsmail zîde ilmuhû arz itmeğin
(….kesik…) üzere sadaka idüp bu berât-ı hümâyûn-ı saâdet-makrûnu virdim ve
buyurdum ki;
Ba‘de’l-yevm
merkûm varup (…kesik…) olan suyun kemâ fi’l-evvel deştibân ve suyolcusu olup
hıdmet-i lâzimesin mer‘î ve müeddî kıldık(…kesik…) üslûb-ı sâbık üzere
mutasarrıf olup vâkıfın rûhu ve devâm-ı ömr ü devletiyçün duâya müdâvemet ol
bâbda taraf-ı âhardan bir ferd mâni‘ ve mezâhim olmayup asla fasl u taarruz
kılmayalar şöyle bileler alâmet-i şerîfe i‘timâd kılalar tahrîran evâhir-i
Zilhicce sene sitte ve sittîn ve mie ve elf (30 Zilhicce 1166 – 28 Ekim 1753)
Be-makâm-ı
Kostantıniyyeti’l-mahrûse (İstanbul)